“Düşünüyorum, öyleyse varım” diyen Descartes’in bu söylemine katılıyor musunuz? Sürekli göz hizasından dünyaya, insanlara ve olaylara bakarak düşünmek bizi daha iyi ve farklı bir yere ne derece taşıyabilir?

Yaratıcı düşünebilmek, Ali Baba’nın tabiriyle “…arada bir amuda kalkarak düşünmek” için ne mi yapalım? İşte size yazar Edward De Bono tarafından bulunan Altı Şapkalı Düşünme Tekniğini nasıl kullanabileceğinize dair bir özet. Üstelik şapkalar rengarenk ve iddia ediyorum düşünmek hiç bu kadar keyifli olmamıştır.J  Ayrıca yaratıcı bir fikir veya sonuca ulaşmaya çalışan şayet bir ekipse, herkes aynı anda aynı şapkayı takarak fikir üretmeye başlayacağı için ortak akıl ve takım uyumu da beraberinde geliyor, söyleyeyim.

İlk olarak Beyaz Şapkayla başlıyoruz ve elimizdeki mutlak bilgilere, kanıtlanmış olgu ve rakamlara ve belki mevcut bilgimizdeki boşluklara bakıyor ve eksiği tamamlamaya veya geçmiş verileri bugüne nasıl uyarlayacağımıza odaklanıyoruz.

Bir sonraki aşamaya Yeşil Şapka ile geçiyoruz. Doğadan aldığı renkle yaratıcı fikirlerin filizlenmesi ve serbestçe üretimi için bu şapkayı kullanıyor ve her türlü fikri yargısız ve tarafsız dinliyoruz. Tabiri caizse atış serbest!

Kırmızı Şapka en sevdiğim renkJ Üzerinde düşünülen konuya ilişkin sezgiler, duygular ve başkalarının reaksiyonlarını tahmin etmeye çalışırken kullanıyoruz. Mutlak gerekçeleri bilmeyen kişilerin verebileceği tepkileri öngörmeye çalışıyoruz.

Sıradaki Sarı Şapka ise olumlu taraflara, faydalara ve pozitif sonuçlara odaklanarak düşünmemize vesile oluyor. Siz deyin Sarı Şapka ben diyeyim Pollyanna şapkası…

Vee Siyah Şapka! Renkten de tahmin edebileceğiniz üzere, sorun yaratacak durumlar neler olabilir?  Ne ters gidebilir? En kötü ne olur? gibi sorulara yanıt ararken kullanacağımız şapka. Bir nevi ortaya çıkan düşüncelere gerçeklik testi yapmamızı sağlıyor.

Peki Mavi Şapka? Elbette artık “bulduk” dediğimiz fikrin hayata geçirilmesi için gerekli süreç ve uygulama basamaklarını ortaya koymak için özellikle yöneticiler tarafından elden ele dolaşan şapka desek yanlış olmaz.

Sizce de harika değil mi? Bir konuyu altı farklı yönüyle ele alarak ve ekip olarak uyumlanarak yaratıcı ve odaklı düşünmemiz için mükemmel bir yöntem. Hazır düşünmeye başlamışken, bilinen adıyla beyin fırtınasının yeni bir formu rol-fırtınasına değinmeden olmaz. Rol fırtınası ile ne mi demek istiyorum? Bir düşünceyi tartışırken, rol model olarak alınan bir veya birkaç kişinin ne söyleyeceğini veya nasıl düşüneceğine göre fikir üretmek. Örneğin Steve Jobs olsa şöyle davranırdı, Sakıp Sabancı olsa şunu ileri sürerdi gibi…

Gördüğünüz üzere düşünmek oldukça derin bir konu ve ne kadar farklı şapkalarla ve farklı kimliklere girip düşünebilir ve düşündürebilirsek ortaya harika fikirler ve sonuçlar çıkma olasılığını artırıyoruz. Müsaadenizle meşhur sözü en azından bu yazı için şu şekilde güncelleyeyim “En az 6 şapkayla düşünüyorsam, varım!”

Sevgiyle ve sağlıcakla kalın.

Belma Öztürk Gürsoy

ActionCOACH İşletme Koçu