Sizin için nasıldır bilmem ancak benim hayatımdaki önemli mihenk taşı diyebileceğim olaylar genellikle doğum günüme çok yakın tarihlerdir, belki 5 gün öncesi veya sonrası…
Örneğin, üniversite son sınıftayken bir bankada iş hayatına ilk adım atışım, mezun olduğumda kariyerimin en önemli başlangıçlarından biri olan denetim şirketinde asistan olarak işe başlamam, evliliğe ilk adım, denetim şirketinde uluslararası ortaklık sürecimin başlaması, 21 yıl sonra denetim kariyerime nokta koymam hep yine doğum günüme yakın tarihlerde olmuştur. Bunun benim bilmediğim bilimsel veya astrolojik bir açıklaması olabilir ancak yeni adımlar ve başlangıçlar için doğum günlerimin bana istek, cesaret ve tutku veriyor olduğuna da yürekten inanıyorum.
Bugün bulunduğum yerden eski Ben’lere baktığımda hayatımdaki her bir başlangıçla, kendimi bazen zorlayarak da olsa yola çıktıktan sonra, yapabilir miyim sorgusunu bırakıp, yapmaya odaklandığımı daha net görüyorum. Denetim şirketine başvurduğum ve kabul aldığımda iç sesimin bana şunları fısıldadığını halen hatırlıyorum “sen emin misin, her defasında başka şirket, farklı insanlarla iletişim kurmak, sık seyahat etmek senin içe dönük yapınla çelişmiyor mu?” Ve yine hatırlıyorum, bu iç sesi son kez dinlemiştim. Sonrası, hep daha fazla öğrenmek ve paylaşmak için bir adanmışlıktı. Denetim kariyerim çok severek çalıştığım, farklı ortamları ve şirketleri deneyimleyerek çok sayıda insanla iletişimin tam da bana göre olduğunu keşfettiğim bir yolculuktu. Üstelik ilerledikçe yeni yetkinlikler ve sorumluluklar, o zamanlar belki farkında olmadığım, sürekli öğrenme tutkumu besliyordu. Müşterilerime ve denetim ekiplerine sunum yapmaktan ve tecrübe paylaşmaktan da bir o kadar keyif alıyordum.
40 yaşını aştıktan sonra, eskilerin bir bildiği varmış demeden geçemiyorum, iç sesim bana bu kez “bu bildiklerinle kime nasıl bir fayda sağlıyorsun? Yarattığın faydanın somut sonuçlarını nerede görüyorsun?” diye fısıldamaya başladı. Bu “fayda yaratma” takıntım ve denetim mesleğiyle ilgili yapmak istediklerimi ve tutkumu besleyen adımları tamamladığım bilinci, beni sıradaki başlangıç için bir sonlanma yapmaya teşvik etti. Denetim mesleğini o kadar severek ve gönülden sahiplenmiştim ki, biliyorum çevremdeki birçok kişi bu ayrılışın kısa bir dinlenme ve tekrar geri dönme şeklinde olacağını düşünüyordu. Ancak ben yeni bir başlangıç yapacağımı biliyordum.
Bundan 3 yıl önce yine bir doğum günümde start verdiğim işletme koçluğu yolculuğum ve kendi işimi yapma kararım da yine hayatımdaki önemli adımlardan biri.
Belki ne yapacağıyla ilgili kafası karışık olan birilerine ilham verir düşüncesiyle bunun nasıl olduğunu da kısaca paylaşayım☺.
- Ne istediğinizi serbestçe yazın. Eşimin tavsiyesiyle bir zamanlar koçluk hizmeti aldığı bir uzmanın web sitesinde önerilen bir çalışmayı yapmıştım. Çalışma oldukça basitti. Bundan sonra yapmak istediğiniz işi yazın, bir sayfaya olmasını istedikleriniz ve diğer sayfaya olmasını istemedikleriniz şeklinde. Yazının gücüne inanırım ve yazmayı severim. Bu nedenle hesapsız kitapsız, olur mu ki, nasıl olacak gibi sorulardan bağımsız ne istediğimi ve istemediğimi sıraladım. Bu çalışma benim için bir farkındalıktı ve gördüm ki ben kendi işimi yapmak istiyorum ve özünde daha çok paylaşmak, sonuçlar yaratılmasına katkıda bulunmak, öğrenmeye devam etmek ve bunu bir de uluslararası bir network ile yapmak istiyordum.
- Durup seçeneklerin size gelmesini beklemeyin, farklı ortamları ve farklı kişilerle bir araya geleceğiniz fırsatları kaçırmayın! Belki birkaç ay sonra, bir arkadaşımın önerisiyle, “Kurumsaldan sonra hayat var mı?” başlıklı bir sabah etkinliğine katıldım. O sabahı da çok iyi hatırlıyorum zira kendimi zorla evden dışarı atmıştım. İyi ki de atmışım, işte o etkinlikte benim için yeni başlangıcın ilk tohumu atılmış oldu. Hayatımda ilk kez işletme koçluğunu ve ActionCOACH Türkiye’yi o etkinliğe katılan ana lisansörlerden biri olan Ayşegül Hanım’dan duymuştum. İşletme ve koçluk bir arada nasıl oluyor diye düşündüm ve itiraf etmeliyim ki koçluk kelimesinin karşılığı konusunda da kafam karışıktı ve tereddütlerim vardı. Ancak çok ilgimi çekti ve akşam eve gelince hemen araştırmaya koyuldum. İşletme koçlarının bu işi neden yaptıklarına ve yarattıkları sonuçlara ilişkin kısa videolar buldum ve tüm gece onları seyrettim. Yapmak istediğim işi tarif ettiğim ve bir önceki maddede bahsettiğim yazılı çalışmaya bir meslek ismi koymamıştım, ancak anlamıştım ki işletme koçluğu aradığım o başlangıçtı. O günden sonra ActionCOACH ile ilgili herkesi takibe aldım ve nitekim yine bir doğum günümde iletişime geçerek ilk adımı attım. Şunu da eklemeliyim ki, en başta bende tereddüt yaratan koçluk kavramının gerçekte ne olduğunu öğrendiğimde, koçluk yetkinliğinin işletmelere dair bildiğim ve tecrübe ettiğim birikimin sonuçlara dönük kullanılması için aradığım eksik parçayı temsil ettiğini anladım.
Sözün özü, hayatımdaki her yeni başlangıç, her yenilik ve değişimi heyecanla ve tutkuyla kucaklıyorum ve buna cesaret eden bugünkü beni ortaya koyan bundan önceki tüm Ben’lerime ve hayatıma giren, kalan ve belki artık olmayan herkese teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız, iyi doğdum!
Doğum günü dileğim, kendisi ve işletmesi için yeniliğe ve daha iyiye adım atmak isteyen ve hayatta bir fayda yaratmak peşinde iddiası olan herkesle yollarımızın kesişmesini diliyorum.
Sevgiyle ve sağlıcakla kalın.
Belma Öztürk Gürsoy
ActionCOACH İşletme Koçu