Son zamanlarda birçok alanda duymaya başladığım bir kelime var. “Holistik” Holistik insan, holistik tıp, holistik bakış açısı gibi. Özellikle sağlık alanını ele alırsak, hastalıkların sadece o gün için semptom gösteren organın veya bölgenin tedavisiyle kökten çözülemediği, geçici olarak ağrı, sızı veya benzeri durumların tedavi edilmekten ziyade baskılandığı şeklinde bir bakış açısı mevcut. İşte bu noktada holistik sağlık ve tıp, hastalıkların tedavisinde bütüncül yaklaşımın benimsenmesini ve bedenen, zihnen ve ruhen bir bütün olarak hastanın ele alınması yaklaşımını temsil ediyor.
Tabi bu yazıyı ben yazdığıma göre, diyeceksiniz ki bunun işletmelerle ne ilgisi var?
Açıkçası çok ilgisi var☺ Zira işletmelerde de sorunlar, tabiri caizse hastalıklar, o gün hangisi alarm verip kendini gösterirse, ona yönelik geçici çözümlerle tedavi edilmeye çalışılıyor ancak bütünsel bir tedavi uygulamak çoğu durumda akla dahi gelmiyor. Bunun temel sebebi de sıkça söylediğimiz üzere, şirket sahipleri işinin içinde o kadar çok zaman ve enerji tahsis ediyor ki, şirketine dışarıdan ve bütünsel olarak bakmaya ne zamanı kalıyor ne de dermanı. Nasıl ki bir kişinin başı sık sık ağrıyor ve ağrı kesiciler alarak gününü kurtarıyorsa, böyle idare ettikçe kök fark edilmiyor. Ancak artık ağrı kesicilerin de kar etmediği ölçüde vücut alarm vermeye başladığında soluğu doktorda alıyoruz ve çok geç kalmadığımızı umuyoruz. Zira şirketimiz için de durum benzer öyle değil mi?
Peki şirketimizin bütünsel sağlığı için nereden başlayacağım derseniz, ilk adım teşhis. Sadece aksayan veya sorun yaratan alanlar değil, vizyonundan, finansal göstergelerin olup olmadığına, doğru kişiyi doğru koltuğa alma süreçlerimizin olup olmadığından, pazarlama ve satış etkinliğini nasıl takip ettiğimize kadar geniş bir perspektiften şirketimizin analizini yapmak çok kıymetli. Bununla da kalmıyor aslında.
Çünkü tüm bunları yönetecek kişi olarak işletme sahibinin BEN’i de bu bütünsel yaklaşımın bir parçası. Neler mi var BEN kısmında? Becerilerimiz, inançlarımız, değerlerimiz, kimliğimiz ve bizi şekillendiren çevremiz. İsteğimiz sonuçlar için neleri farklı yapmalıyız ve bugünkünden ilerde nasıl bir BEN üzerinde çalışmalıyız?
Hem bugüne kadar yaptıklarımızı olması gerekenlerle kıyaslayarak gelişim alanlarını tespit etmek hem de hiç farkında olmadığımız veya bilgimizin yeterli olmadığı hangi alanlara çalışmamız gerektiğini gösteren bir teşhis çalışması yaptırmalıyız. Bu amaca hizmet eden “Ücretsiz Firma Analizi” hizmetimden faydalanmanızı öneririm.
Firma analizi yaptığım birçok işletme sahibinden şu cümleyi sıkça duyarım. “Gönderdiğiniz anketleri yanıtlarken moralim bozuldu, ne kadar çok alanda eksiğimiz varmış..” Benim yanıtım ise şudur: “Ne mutlu size ki yapabileceğim her şeyi yapmışım yine de istediğim sonuçları alamadım yerine, şirketinizi bir üst lige taşıyacak birçok fırsatın şirket içinde yattığını farkettiniz.” Doğru bakış açısı kesinlikle büyüme ve ilerleme fırsatlarının ortaya çıkmasıdır.
Bu tür bir işletme analizi için tek yapmanız gereken öncelikle yarım saatlik bir öz değerlendirme anketini tamamlamak ve sonuçlarına ilişkin bir görüşme için bir saatinizi ayırmak. Şirketinize 20 yılın üzerinde süre 250’den fazla sayıda şirketi görmüş geçirmiş bir işletme doktoruyla bütünsel bir check up yapmak için lütfen şirketinizin yataklara düşmesini beklemeyin.
Moliére’in sözüyle noktalayalım. “Yalnız yaptıklarımızdan değil, yapmadıklarımızdan da sorumluyuz.”
Sevgiyle ve sağlıcakla kalın
Belma Öztürk Gürsoy
ActionCOACH İşletme Koçu