Şu meşhur şarkımızda deniyor ya, Para, para, para, varlığı bir dert, yokluğu yara… 

Korkmayın, para denildiğinde hep yapıldığı üzere, konuyu Lidyalılardan bugüne kadar anlatmak değil niyetim. 

İlk ticaretin farklı ürünlerin değiş tokuşu yani barter ile başladığını ve sonrasında bir değer ölçütü olarak paranın ortaya çıktığını biliyoruz. O günden bugüne kadar da çok farklı formlarda ve malzemelerden üretilen para, hayatımızda hep yer almış. Maden, metal para, kâğıt para derken bugünlerde sıkça duymaya başladığımız üzere dijital para artık yeni form paramız.

Paranın yokluğu neden dert? Bu sorunun yanıtı sanırım çoğumuzda oldukça net. Peki paranın varlığı neden bir dert diyebilirsiniz? Hareketsiz çoğu varlık veya kaynağın değerini ve konumunu koruyamayacağı gibi, para da yastık altında tutularak veya sadece stoklanarak korunamıyor. Dolayısıyla para varlığı olanları bekleyen aksiyon, para değerini koruyacak ve tabi arttıracak yatırımlarda değerlendirmek oluyor. Paradan para kazanmak mümkün ve bu devirde çok farklı yatırım kaynakları mevcut. Bununla birlikte yatırım yapmak da bir tecrübe ve entelektüel bilgi birikimini ve bazı durumlarda profesyonel danışmanlık almayı gerektiriyor. 

Para nasıl dert olur?

Bilinçsiz yatırım yapanlar ve salt başkalarının söylemlerinden etkilenip, gerekli araştırmayı yapmadan bu işe soyunanlar günün sonunda maalesef büyük kayıplar ve iflaslar yaşayabiliyorlar. Bunun örnekleri o kadar çok ki. Örneğin borsada bir hisse senedine sadece birinden iyi tüyo aldığı için bütün birikimini yatırıp, büyük hayal kırıklığı yaşayanlar, muadillerinden çok daha yüksek getiriyi vaat eden tabiri caizse saadet zinciri denilen kişi ve oluşumlara parasını verip yine büyük pişmanlıklar yaşayanlar… Sizlerin de duyduğu hatta tahmin ediyorum yakın çevresinde şahit olduğu onlarca vaka var. Bu vakaların ortak özelliği nedir ya da ne ders çıkarmalıyız derseniz, bana göre “altı boş, kısa yoldan zenginlik vadeden, ya tutarsa yaklaşımı”nı terk etmemiz gerekiyor.

Doğru yatırıma yönelik 3 örnek ele alalım:

1- Öncelikle, yatırım yaptığımız finansal araçların getiri sağlama süreleri çok farklı olabilir. Sabır seviyemizi ve risk iştahımızı bilinçli yönetmeliyiz. Al sat yaparak hisse senedi borsasında kazanç elde etmek bir seçenek ya da aldığımız hisseyi orta vadede getiri sağlayacak bir beklentiyle park etmek bir başka seçenek. Her durumda hisse senedine yatırım yapılan şirketin mali verilerini ve borsaya bildirimlerini takip etmek, eğer uzmanlığımız değilse de bir işletme koçu veya uzmanına danışarak bu aksiyonları almamız önemli.

2- Yatırım yaptığımız yeni bir girişim veya iş fikri ise, yatırımınızın geri dönüşüne dair ROI hesaplaması ve bunun nasıl gerçekleşeceğine ilişkin detaylı bir iş planı talep etmeli ve sonuçlarına göre karar almalıyız.

3- Yeni yatırım alanlarımızdan biri kripto paralara yatırım yapmak isteyenler için de her ne kadar yatırım aracı yeni olsa da, yatırım yapma kurallarımız değişmiyor. Kısa yoldan voleyi vurmak için yatırım yapmak büyük pişmanlık getiriyor. Yakın zamanda benzerlerini duyduk. Yine yatırım yaptığımız kripto paranın temsil ettiği girişimin veya iş fikrinin alt yapısı, neyi vaat ettiği ve bunu nasıl yapacağına dair paylaştığı resmi yazılar bizim kararımızı belirlemeli. Bu süreç de yine profesyonel bilgiyi ve zaman ayırmayı gerektiriyor.

Hep söylenir ve çok da doğrudur “tüm yumurtalarınızı aynı sepete koymayın”. Riskinizi de yatırım getirisi vadelerinizi de çeşitlendiren bir yaklaşım benimsemeyi mutlaka prensip edinin.

Bizi vezir de, rezil de yapan aslında paranın kendisi değil, yatırım alışkanlıklarımız. Her alışkanlık gibi değiştirilebilir. Bu yazıyı okuyanlar arasında en zor ve pahalı yoldan öğrenenler olabileceği gibi daha işin başında olanlar da vardır. Bildikleriniz sizi bugüne bir şekilde taşıdı, bundan sonrası için daha iyi sonuçlara adaysanız, önerilerime kulak verin derim.

Sevgiyle ve sağlıcakla kalın,

Belma Öztürk Gürsoy

ActionCOACH İşletme Koçu