Hızlı Büyüyen İşletmelerde Saklı 4 Risk ve Yönetimi
“Başarılı bir işletmenin sırrı, sürekli büyümektir. İş dünyasında ya büyüyeceksiniz ya da yok olacaksınız. Orta yol yoktur.” İfadesi genel bir kanıyı temsil ediyor. Evet büyümek bir zorunluluk, bununla birlikte çok hızlı büyümenin de beraberinde getirdiği ve çok iyi yönetilmezse işletmenin sürekliliğini tehlikeye düşüren çok sayıda riski olduğunu da gözden kaçırmamalıyız.
Bu yazıda sizlere çok hızlı büyüyen işletmelerde karşılaşılan en yaygın 4 temel riskin ne olabileceğine ve nasıl yönetileceğine dair fikir vermek istiyorum.
- Finansal Yetersizlikler:
Büyüyen işletmelerin bu ivmeyi ne ile finanse ettikleri ve hangi dengeyi gözeterek yönettikleri önem teşkil etmektedir. Özellikle dış kaynakla ve borçlanarak büyüme stratejik bir şekilde kullanmalıdır. Dış borçlanma oranı işletmenin sektörüne, büyüme hedeflerine, nakit akışına ve risk toleransına bağlı olarak değişebilir.
Genel olarak, işletmelerin büyümeyi dış kaynakla finanse etmeleri için şu noktaları göz önünde bulundurulmaları faydalı olacaktır.
- Borçlar, işletmenin gelir akışıyla uyumlu olmalıdır, yani geri ödeme kapasitesi göz önünde bulundurulmalıdır.
- Dış borç, işletmenin büyüme potansiyelini artıracak şekilde stratejik yatırımlarda kullanılmalıdır.
- Genel olarak, yıllık brüt faiz gelirinin işletmenin brüt kârının yüzde 30-40’ını aşmaması gibi bir dış borçlanma sınırı takip edilebilir. Ancak her işletmenin kendine özgü risk toleransı ve finansal durumu göz önünde bulundurulmalıdır.
- Kısa vadeli borçlardan uzun vadeli yatırımların finansmanı için kaçınılmalı ve uzun vadeli büyüme hedeflerine uygun finansman yöntemleri tercih edilmelidir.
Hızlı büyüme, nakit akışında dengesizliklere yol açabilir ve finansal yönetim zorluklarına neden olabilir. Borçların zamanında ödenememesi, kredi sıkıntıları ve sermaye eksikliği gibi durumlar, işletmenin finansal sağlığını tehlikeye atabilir. Bu riskleri yönetmek için, etkin nakit akışı yönetimi, bütçeleme ve finansal raporlama sistemleri, finansal analiz ve tahminlerini etkili olarak kullanmak ve güncellemek önemlidir.
2) Operasyonel Sorunlar:
Büyüme hızına yetişemeyen üretim kapasitesinin yetersiz kalması, planlama hataları, makine arızaları veya kesintileri, üretim hattında aksamalar, üretim süreçlerinin aksamına ve maliyet artışına neden olabilir. Yine tedarikçi sorunları, malzeme temininde gecikmeler veya kesintiler, üretim kalitesini ve sürekliliğini tehlikeye atabilir. Ürün kalite kontrolünde yaşanan sorunlar, ürünlerin standartlara uygun olmaması, müşteri memnuniyetsizliği ve itibar kaybına yol açabilir.
Bu riskleri yönetmek için işletmelerin bir süreç yönetim programı (ERP) yatırımı yapması ve süreçlerini standardize ederek bir sistem üzerinden yönetmesi oldukça önemlidir. Ayrıca, kriz yönetim planları oluşturmak ve risklere karşı proaktif bir yaklaşım benimsemek de operasyonel risklerin azaltılmasına yardımcı olur.
3) Rekabet ve Pazar Riskleri:
Yoğun rekabet, pazarda hızla değişen trendler, yeni girişimciler veya büyük rakiplerle mücadele, işletmelerin büyüme hızını olumsuz etkileyebilir. Bu riskleri yönetmek için, pazar analizleri ve rekabetçi stratejilerle müşteri ihtiyaçlarını karşılamak, inovasyona odaklanmak ve müşteri sadakatini artırmak önemlidir.
Hızlı büyüme sürecinde, işletme inovasyon konusunda geri kalabilir. Yoğun büyüme, işletmenin mevcut müşteri ihtiyaçlarını karşılamakla meşgul olabilir ve yeni fikirler geliştirmeye yeterli zaman ve kaynak sağlamaya engel olabilir. Bu riski yönetmek için, işletme inovasyonu teşvik etmeli, yeni ürün ve hizmetlerin geliştirilmesine odaklanmalı ve müşteri geri bildirimlerini kullanarak sürekli olarak iyileştirmeler yapmalıdır.
Hızlı büyüyen bir işletme, müşteri hizmetleri konusunda zorluklarla karşılaşabilir. Müşteri taleplerini takip etmek, sorunları çözmek ve memnuniyeti sağlamak daha zor hale gelebilir. Bu riski yönetmek için, işletme müşteri hizmetleri süreçlerini iyileştirmeli, müşteri geri bildirimlerini dikkate almalı ve etkili iletişim kanalları oluşturmalıdır.
4) Yönetim ve İş Gücü Riskleri:
İşletmelerin hızlı büyümesi, yönetim ekibi ve personel için baskı yaratabilir. Nitelikli liderlik ve uzman personelin eksikliği, iç süreçlerde zayıflıklar ve karar alma süreçlerinde aksamalar risk oluşturur. Bu riskleri yönetmek için, yetenekli yöneticileri çekmek ve yetiştirmek, eğitim ve gelişim programları uygulamak ve etkin liderlik ve iletişim becerilerini güçlendirmek gereklidir.
Ayrıca, İşletme kültürünü güçlendirmek ve değerlerle uyumlu davranışları teşvik etmek ve pozitif bir çalışma ortamıyla şeffaf iletişim sağlamak önemlidir. Mentorluk ve liderlik geliştirme programları oluşturmak, mevcut liderlerin daha tecrübeli çalışanlar tarafından desteklenmesini sağlayarak gelecekteki liderlik yeteneklerinin geliştirilmesini teşvik eder. İş süreçlerini standartlaştırmak ve otomatikleştirmek, iç süreçlerdeki zayıflıkları azaltmak önemli bir adımdır. Çalışan geri bildirimini almak ve çalışanların görüşlerini dikkate almak için anketler, toplantılar ve geri bildirim oturumları düzenlemek, işletmenin gelişimini ve iyileştirme alanlarını tespit etmek için önemlidir.
Buraya kadar 4 temel başlıkta risklere ve yönetilmesi için nelere öncelik verilebileceğine değindik. Son olarak, hızlı büyüyen işletmelere gerçek bir örnek olan Getir’i ele alalım. Getir, online market alışverişi hizmetiyle son yıllarda büyük bir başarı yakalamıştır. Bu büyük başarının arka planında ise talep patlamasını yönetmek, operasyonel zorluklarla başa çıkmak, rekabetin güçlenmesiyle mücadele etmek, operasyonel maliyetleri kontrol altına almak, regülasyon riskleriyle başa çıkmak, iş ortakları ve tedarik zinciri yönetiminde etkinlik sağlamak, büyüme stratejisinin sürdürülebilirliğini sağlamak gibi riskleri göğüslemiş ve yönetmiştir.
Sözün özü, hızlı büyümek için adım atmak ve bunu göze almak bir cesaret işi, bununla birlikte bu cesarete risklerimizi bilmek ve yönetmek için bilinçli hareket etmek eşlik ettiğinde sonuç başarı oluyor.
Sevgiyle kalın.
ActionCOACH İşletme Koçu
Belma Öztürk Gürsoy