İşletme sahibi olmak birçok riski öngörmek, takip etmek ve yönetmek sorumluluğunu beraberinde getiriyor. Bu gerçekten hareketle, risklerimizi iyi yönetmek için neyi nasıl takip etmemiz gerektiği konusuna dikkat çekmek istiyorum.

Risk Yönetimi

Şirketlerin mali tabloları büyük ölçüde likidite, kısa vadeli kaynakların kısa vadeli borçlanmaları karşılama oranı, stokların ve alacakların devir hızı gibi verilere esas teşkil edip görünür olan risklerin yönetiminde büyük rol oynuyor. Bununla birlikte bu verilerin üretildiği ve risk yönetiminde kullanılan mali tabloların hangi standartlara göre hazırlandığı ise önemli bir ayrıntı. Ve evet sağlıklı bir risk yönetimi bu ayrıntıda gizli. 

Şirketinizin Şifresi Hangi Rakamlarda Gizli” içeriği bu aşamada sizlere, akıllarda soru işareti olacak her soruya cevap niteliğinde bir içeriktir. İncelemenizi tavsiye ederim.

Ülkemizde vergi için muhasebe ve raporlama sistemi kullanımı ağırlıklı olduğu için birçok şirketin elinde sadece vergi düzenlemelerine göre hazırlanmış mali tablolar bulunuyor. Peki bunda risk yönetimi için ne sakınca var? 

En basit bir örnekle, vergi kanunlarına göre hazırlanmış bir mali tabloda uzun yıllardır bekleyen ve artık tahsil kabiliyetini kaybetmiş alacaklarınız halen duruyor olabilir zira gider olarak kayıtlardan çıkarılması için birtakım prosedürlerin yerine getirilmesine sıra gelmemiştir. Bu örnekteki gibi bir vergi bilançosu ile yönetim muhasebesi diyebileceğimiz standartlara göre hazırlanmış bir mali tablo arasında birçok fark söz konusu olabilir. 

Bu yazıda amacım teknik detaylarla sizi yormak değil, bu gözle risk yönetiminde kullandığınız mali tablolarınızı tekrar değerlendirmeniz ve mali müşavirinizden de bu yönde bilgi talep etmeniz için farkındalık yaratmaktır. Bu demek oluyor ki mali tablodan okuduğunuz riskler doğru tespit edilmemiş olabilir, göründüğü gibi olmayabilir.


Şirketlerin Yükümlülükleri

Gelelim bir de hiçbir yerde görünmeyen ve tabiri caizse “…bir gece ansızın gelebilir.” risklere. İlk aklıma gelen, şirkette çalışma süresi uzun, kıdemli personel sayısı çok fazla olan işletmelerde hiçbir mali tabloda ya da raporlamada yer almayan birikmiş kıdem tazminatı ve izin hakları yükümlülükleri. 

Bu yükümlülükler şirketlerde büyük tutarlara varmakla kalmıyor, yüklü bir ödeme söz konusu olduğunda bütün dengeleri şaşırtabiliyor. 

Bir başka görünür olmayan ve belki şirketleri tepetaklak edebilecek kadar kritik risk konusu, açık döviz pozisyonunun yarattığı kur riski. Yani dövizli borçlarını karşılayacak düzeyde benzer yapıda dövizli alacakları veya kaynakları olmayan şirketlerin durumu. Şirketler açık döviz pozisyonuyla hayatlarına devam edip, döviz riskini sınırlayan hiçbir finansal aracı değerlendirmeye almayıp, kur dalgalanmalarının sonuçlara ve nakit yönetimine etkilerini düzenli olarak gözden geçirmediğinde, bir gece ansızın patlayan kurların kurbanı olabiliyor.

Tazminatlar

Vergi muhasebesine göre hazırlanan mali tablolarda görünmeyen bir diğer risk, avukatlara havale edilen ve yeterince takip edilmeyen davalardan kaynaklanan ve gündeme ansızın bomba gibi düşebilen tazminatlar.

Bu örneklerle dikkat çekmek istediğim, ansızın ve tüm dengeleri altüst edecek bir riskle savaşmak zorunda kalmamak için, bu risklerin şirketiniz özelinde neler olduğunu tespit etmek, takip etmek ve düzenli olarak size raporlanmasını sağlamanın elinizde olduğu. Şirketimizi sağlam ve kontrollü büyütmek istiyorsak, bilinmezi ve ani gelişmeleri kalp çarpıntısıyla atlatmak yerine pekâlâ bir risk yönetim sistemi kurabiliriz. 

Risk almak ve cesaretle konfor alanımızdan çıkmak başka, gözümüzü kapatıp görmezlikten gelmek başka☺ Cesaret tehlikeyi görmezlikten gelmek değil, üstesinden gelmektir. Ya sizce?

Sevgiyle ve sağlıcakla kalın.

Belma Öztürk Gürsoy

ActionCOACH İşletme Koçu

İşletme Koçluğu hizmetlerim ve eğitimler hakkında bilgi almak isterseniz, sitemi ziyaret edebilirsiniz.